Rastgele Hikayeler

25 Ağustos 2012 Cumartesi

eşim ve bir tabur asker

Sex hikayeleri sitesine hoş geldiniz.Sitemizde birbirinden harika gerçek sek hikayelerini okuyabilirsiniz.Her kategoride kaliteli sex hikaye okumak için bizim adresimize bekleriz.Şimdi Hikayemizi okumaya geçelim.
Subay kıyafetimle sokağa çıktığım ilk gün, kadınların bana olan ilgisini üzerimde fazlasıyla hissetmiştim. Gerçi bu ilgi benim kişiliğimden çok kıyafetimeydi biliyordum ama, yine de insan kendini bunun etkisinde kalmaktan alamıyor. O günden sonra bir kız arkadaş bulmak benim için hiç dert olmadı. Evlendiğim kadını da onların arasından ince eleyip sık dokuyarak seçtim. Delikanlı adamın ince eleyip sık dokumasından ne olacak, evlenilecek bir kadında ne aranması gerektiğini bilmiyordum ki... Benimkisi biraz dış görünüş, biraz işve, biraz cilve, güzellik, seksilik.. Yeterdi de artardı bile. Nerden bilebilirdim ki bir gün aradığım bu özelliklerin başıma dert olacağını... Anadolunun şirin bir kasabasında görevliydim. Bölük komutanıydım. Büyük şehir terbiyesi almış biraz da yaratılıştan şuh eşim, bu küçük kent için biraz fazla havalıydı. Ben onun çevreye uygun bir kıyafet ve davranış içinde mütevazı görünüşe bürünmesini istedikçe o bütün şehri peşinden koşturmanın yollarını ararmışcasına her gün farklı, ilginç, seksi bir kıyafetle şehir turu atmayı, kendisi için marifet sayıyordu. Artık eşimi tanımayan kimse kalmamıştı. Herkes onu parmakla gösteriyordu. Yüzbaşının karısı... Bundan rahatsız olmadığımı söyleyemem. Ne var ki, ilişkimizde bugüne kadar onu istediği kadar doyuramamış olmakla beraber, beni aldattığını da sanmıyorum. En azından buna imkan bulamadığını düşünüyorum. Askerlik diğer mesleklere benzemez. Saati saatine dakikası dakikasına görev yerinde bulunmanız gerekir. Gerçi lojmanlarımız hemen nizamiyenin içinde sayılacak kadar yakındı ama, yine de ben işimin başımda komutanımdan önce bulunmak zorundaydım. Aksini düşünmek bile imkansız. Bir sabah yatakta oynaşırken zamanın nasıl geçtiğini farkedememişim. Görevime 8 dakika kaldığını farkedince yataktan bir fırlayışım, giyinip evden bir çıkışım vardı ki, ben bile kendime inanamadım. Saniye farkıyla komutanımdan önce işimin başındaydım. Ama acayip korkmuştum, canım sıkılmıştı. Bu stres akşama kadar sürdü. Eve gittiğimde aynı sıkıntının karımda da olduğunu gördüm. Sabah onu tam kıvamına gelmiş vaziyette sikmeden bırakıp gittiğim için bana kızıyor ve ileri geri söyleniyordu. Aslında istediği herhalde hemen oracıkta üstünü başını parçalayıp anında onu doyasıya sikmedi ama, ya ben yorgundum, ya canımın sıkıntısından bunu düşünememiştim. İstemeden ben de ona cevap verince atışmaya başlamıştık. Konu seksin dışına pek çıkamıyor ama, kavganın dozu giderek artıyor ve birbirimize beceriksizliklerimizi sıralayarak hakaretler yağdırıyorduk. Tabi bir kadın olarak o bana, kendisini doyuramadığımı, sikimin yeterince büyük olmadığını, günde bir kaç kez beceremediğimi filan söylüyordu. Akşamları yapacak pek fazla işimiz olmadığı için hemen her gece iyi kötü karımla sevişip seks dolu geceler yaşıyorduk. Ama o bana bunların yetmediğini söylüyordu şimdi. Bir ara kendimden iyice geçip, yuh, gözünü yarak doyursun, üzerinden bir tabur asker geçse gene de doymayacaksın, ne isterik karısın diye bağırdım. Daha sonra neler oldu, kavga ne kadar sürdü, nerede bitti, hatırlamıyorum. Bu bir tabur asker meselesi kafama takılmış, gözümün önünden binbir çeşit senaryo geçiyordu. Daha sonraki günler biz rormal yaşamımaza devam ettik. Ancak her sevişmemizde, o bir tabur asker de benimle beraber karımı sikmek için kuyruğa giriyordu sanki. Her eğitim dönemi sonunda bir moral gecesi yapılır askeriyede bilirsiniz. İşte yakında öyle bir gecemiz vardı. Bu işin organizasyonunu da komutanım bana vermişti. Hazırlıklar hızla devam ediyordu. Gecenin sonunda bir dansözün ortada çırılçıplak oynaması adettendi. Bu konuda yaptığım görüşmelerden henüz bir cevap alamamıştım. Bir gece yine eşimle seviştik. Banyodan dönüşünde bir memesi açık, havluya yarıçıplak bir şekilde sarılmış olarak ve adeta rakseder halde odaya girince, Zuhal sen ne kadar güzel kıvırtıyorsun, dansöz bile haltetmiş senin yanında, bizim moral gecesinde seni sahneye çıkarsam vallahi mehmetçikler bayram yapar, zaten doğru dürüst birini de bulamadım deyiverdim. O an düşündüğüm bir şey değildi bu. Ama günlerdir aklımdan çıkmayan şu bir tabur asker fantezisi, sanırım bilinçaltıma öyle bir işlemiştki ki, bana bunu uluorta söyletiverdi. Sahi mi, diye karım işveyle sarılıp kucağıma oturdu. O an ne dediğimi daha iyi anladım ama iş işten geçmişti. Bana öyle bir yalvarışı vardı ki, bu teklif onu çılgına döndürmüştü. Lütfen canım, lütfen, ne olur yap bu dediğini, bak seni mahcup etmiycem, bütün tabur ayağa kalkacak, benimle gurur duyacaksın, deyip yalvarıyordu. Evet taburdaki herkesin sikinin havaya kalkacağı kesindi de sonrası ne olacaktı, onu kestiremiyordum. Çünkü moral gecelerinden sonra abaza kalmış bazı subay arkadaşların gelen dansözü sikmeden bırakmadıklarını biliyordum. Günler yaklaştıkça içimde fırtınalar kopuyordu. Bir taraftan benim için böylesine heyecan verici, karım içinse çıldırtıcı bir fırsatı bir kerelik uygulasak, ne olursa olsun deyip her şeyi göze alsak diyordum, bir taraftan da çıkacak rezaletle meslek hayatımın sonunun geleceğini düşünerek kendime lanet ediyordum. Şeytan herhalde daha ağır basmış olacak ki, moral gecesi geldi çattı ben daha bir dansöz bulamadım. Bunun anlamı, artık gecenin yıldızı karım olacaktı... Kendisine bunu söylediğim zaman nasıl sevindi, nasıl sevindi bir bilseniz. Üstünde ne varsa çıkarıp hemen kucağıma atladığı gibi yarağımı amına giçiriverdi. Bu kadar hızlı, ama bu kadar da güzel onu siktiğimi hiç hatırlamıyorum. Bir duvara yaslayıp onu pestilini çıkarıncaya kadar siktim. Yıllardan sonra ilk defa tam anlamıyla doymuştu. Hareketsiz kucağımda kaldığı dakikalarda eminim dansözlüğü yapıp yapmamayı bir kere daha zihinden geçiriyordu. Ama uzayan dakikalar, biraz önceki doygunluğunu unutturdukça, onu yeniden heyecana getirmiş ve bu iş ona cazip gelmişti. Hemen bir ok gibi kucağımdan fırladı ve artık hazırlanmaya başlamalıyız diyerek giyeceği kıyafetleri seçmek için gardrobune koştu. Kendine göre olabilecek şeyleri aynanın karşısında denerken ben de büyük bir arzuyla ve sevgiyle ona bakıyordum. Sanki en masum olarak onu son kez siktiğimi düşünüp bu gece olacakları hayal etmeye çalışıyordum. Yalnız bir şeyi söylemeyi unuttum, en çok karımın tanınmasından rahatsız olacağım için, ona bir formül bulmuştuk. Son yıllardaki mezdeke modasından yola çıkarak karım yüzüne bir peçe takacaktı. Son anda sahnede sütyensiz ve külotsuz kaldığı anda bile yüzünde peçesi olacaktı. Bu aynı zamanda dansöze daha esrarengiz bir hava verecek, tam bir striptiz görüntüsü olacaktı. Evet moral gecesi gelip çattı. Eşim sabah evden eşyalarını da alarak çıkıp gitmiş, bir yerlerde kendine tanınmayacak değişik bir kıyafet sağlayarak dansöz kimliğiyle tabura kadar gelmişti. Nizamiyeden nöbetçiler dansöz geldi komutanım diyerek alıp benim odama getirdiler. Duygularımın nasıl olduğunu anlatmak imkansız. Şu önümde duran karım, gecenin dansözü olacak kadındı işte. Umarım başına kötü bir şey gelmezdi. Birden kendimi yabancı gibi hissettim. Bir süre hiçbir şey konuşmadan birbirimize bakıştık. Höe2löe2 dansöz olmayı istiyor musun? diye son bir kez sordum. Mahcup bir şekilde yüzünü öne eğerek evet dedi. O an içimden bir şeylerin kopup gittiğini hissettim. Anlamsız bir biçimde ben de olayı kabullenmiş, hayır^deyip karımı kolundan tutarak, bunu yapamazsın diyememiştim. Herhalde olacak şeyler bilinçaltımda beni de kıskıvrak yakalamıştı. Karımın başına gelecek şeyler bana heyecan veriyordu demek. Saatler nasıl geçti bilmiyorum. Eğlence başladı. Hazırladığımız bir takım oyunlar, skeçler, fıkralar, şarkılar, türküler derken sıra gecenin son bölümü dansöze geldi. Vakit ilerledikçe birer ikişer yüksek rütbeli subaylar salondan ayrılmışlardı. Dansöz anonsu yapılınca kalan bir kaç subay arkadaş da bana elleriyle teşekkür işareti yaparak kalktılar, gittiler. Eratın yalnız kalmasını istiyorlar ve dansöz oynarken yaptıklarını görmemek için kolaylık sağlamaya çalışıyorlardı. Belki de erlerin yanında kendileri yanlış bir hareket yapmamak için önlem alıyorlardı. Çalgıcılar yerini aldıktan sonra dansöz Niiiiiillllll takdimiyle eşim sahneye çıktı. Kalbim duracak gibiydi. Fakat öyle güzel kıvırıyordu ki ben bile inanamadım. Ya karım eskiden dansözdü, ya da son anda karım vazgeçip yerine dansöz bir kadını sahneye çıkarmıştı. Üzerindeki kıyafetleri tanımasam ikinci şık daha ağır basacaktı ama bu giysiler bana tanıdık geliyordu. Kimbilir belki karım kıyafetlerini de yeni dansöze vermiştir diye bir ihtimal yaratmaya çalıştım kafamda. Ben bunları düşünürken sahnede bir baştan başa profesyonellere taş çıkartırcasına döktüren karıma askerlerden biri kepini fırlattı. Kepi havada yakalayan karımın ne yapacağını çok merak ediyordum. O hiç bozuntuya vermeden kepi aldı külodunun içine soktu ve şöyle amını siler gibi bir hareket yaptıktan sonra çıkarıp kepi geldiği yere fırlattı. o bölgedeki askerlerin hepsi birden gelen kepe planjon yapınca ortalık bir karıştı. Oooohhhhhh anam, yavrum, ne koku bu beee, ne koku,, hakiki am kokusu diye bir nara duydum. Karımın amınıın kokusu birilerinin elinde, yüzünde burnunda gezinip duruyordu. Dayanamayıp yarağına sürenler bile vardı. Hiç beklenmedik bu olay salondaki harareti artırmıştı. O ana kadar daha sabırlı daha sakin davranış gösteren askerler sanki birden coşup çağlamaya başlamışlardı. Nihayet programın sonuna yaklaştık. Uyanık bir çavuşum vardı, yanıma gelip komutanım, program sonunda arkadaşlar dansözle beraber olmak istiyorlar dedi, biraz utanarak. Olsunlar dedim ben de hiç düşünmeden. Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu galiba.. Bu adı geçen dansöz, yani sikilecek kadın, benim karımdı. Sevinçle yerinden fırladı çavuş. Biliyordum komutanım bize bu izni vereceğinizi biliyordum dedi. Öyle bir plan yaptım ki, siz bile bayılacaksınız dedi. Ne planı yaptığımı bilmiyordum ama, az kalsın gerçekten bayılacaktım. Programın sonuna geldik. Sunuculuğu yapan er, bu proğram burada bitmez deyip onlara bu müjdeli haberi verdi. Kepler havalarda uçuşuyor, ne zamandır kadın yüzü görmemiş eratın sikleri pantalonlarını yırtarcasına önlerinden fırlıyordu. Karım sahnede sadece mezdekesi, memelerinin ucunda iki yıldız, önünde ve arkasında da incir yaprağı şeklinde yapılmış iki küçük örtüyle kalmıştı. Onu alıp kulise götürdüler. Merakla ne olacağını beklemeye başladım. Hemen sahnenin ortasına divan gibi bir yer yapıldı. Çavuşun yakın bir arkadaşı çırılçıplak soyunmuş olarak bu sedirin üstüne uzandı. Kabarmış yarağı, yelken direği gibi yere doksan derecelik bir açı çiziyordu. Az sonra iki centilmenin kucağında karım incir yapraklarından ve yıldızlarından kurtulmuş olarak sahneye getirildi. Anadan doğduğu gibi... Sadece yüzünde tanınmasını önleyecek tek şey olan mezdekesi vardı. Yavaşça ve özenle sedirin yanına yaklaşan iki genç aynı titizlikle onu, sırtüstü yatan gencin yarağının üzerine oturtmaya başladılar. Hem de kıçından. Her şey ayarlanmıştı. Göt deliği ve yarak önceden kremlenmişti. O kadar dikkate ve hassasiyete rağmen karım acı duyuyor olmalıydı ki, oturdukça yüzünün hali değişmeye ve ahhh ohhh sesleri arasında yarağı içine almaya başladı. Dibine kadar girdiğinde son bir çığlık salonun sessizliğini yırtmıştı. O zaman, şimdiye kadar herkesin nefesini tutarak dikkatle bu muhteşem olayı seyretmekten dolayı ses çıkarmadığını farkettim. Sonra o iki gencin yanında 3 genç daha belirdi. Karımı yine yavaşça yarağını kıçına sokan gencin üzerine sırtüstü yatırdılar. Karım beş erkek tarafından adeta abluka altına alınmıştı. Biri sürekli omzuna attığı sol bacağını ve kalçasını okşuyor, onun yanındaki bir eliyle göğsüne dayadığı sol kolunu sıvazlarken diğer eliyle sol göğsünü okşayıp çimdikliyor, biri baş ucuna geçmiş ellerini yüzünde, boynunda, kulaklarında gezdirirken sikini öptürüp yalatıyor, dördüncüsü aynı karşısındaki arkadaşı gibi bir eliyle karılın göğsüne dayadığı sağ kolunu sıvazlarken diğer eliyle sağ memesini avuçlayıp sıkıyor, beşincisi de bir eliyle omzuna attığı sağ bacağı sevip okşarken, diğer eliyle amının etrafında gezintiler yapıyordu. Bu bizim fırlama çavuşun fantezisiydi herhalde ama doğrusu seyretmesi bile heyecan vericiydi. Karıma da aynı duyguları yaşatıyor olmalıydı ki az önce götüne köklenen yarağa rağmen hiç acı çeker gibi bir tavır takınmıyor, tam tersine gözlerini kapayıp kendinden geçmiş, sanki farklı bir dünyada melekler gibi uçuyordu. Bir tapınma merasimi gibi devam eden bu görüntülerin büyüsünü çavuş bozdu. Arkadaşlar, içtima sırasında olduğu gibi herkes sıraya girecek ve sırayla hepiniz bu güzel nimetten istifade edeceksiniz. Şimdi sırası gelen ne yapıcak, nasıl yapacak, size onu gösteriyorum deyip, heyecandan sıvıları akmaya başlamış sikini karımın amına dayadı. Birden gözlerini açan karım sıraya dizilmiş askerleri görünce bilmiyorum içinden artık sevindi mi, üzüldü mü ama, azgın bir boğa gibi saldıran çavuşun yarağı çoktan hedefini bulmuş ve bu kadar erotik gösteriden etkilenerek sulanmış amcığın yumuşacık kalbine gömülmüştü. Arkadaşlar içine girer girmez kimse duraksamadan boşalıncaya kadar gidip gelecek, aha işte böyle deyip yarağını çıkarıp çıkarıp tekrar sokuyordu. Gözümün önünde karımın bu ilk sikiliş sahnesi bana çok uzun geldi. Ne kadar sürdü bilmiyorum. Ama çavuşun bir ara dermanı kesildi ve hareketleri yavaşlarken, sesinin tonu da alçalmaya başladı. Herkes anladı ki çavuş boşalıyordu. Ondan boşalan yeri hemen sıradaki asker doldurdu. Biliyorsunuz ictimada erat boy sırasına göre dizilir, en önde uzunlar vardır. Çavuş ne düşündüyse bilmiyorum muameleyi tersten başlatmış, kısa boyluları öne almıştı. Belki uzun boyluların yaraklarının da daha büyük olacağını düşünmüş ve böyle bir sıralama yapmış olabilir diye düşündüm. Taburda 250 civarında asker vardı. Zamandan kazanmak için herkes soyunuk vaziyette sıraya girmiş bekliyordu. Aman Allahım 250 çeşit yarak.. Kısası, uzunu, boduru, incesi, kalını, kabuklusu, kabuksuzu, damarlısı, kertiklisi.. ne büyük bir ziyafetti bu karım için. Bakalım bir tabur askerin üstünden geçmesinden sonra ohh yarağa doydum diyecek miydi. Bu heyecanın, bu köe2busun, ya da adı her neyse bu olayın bitmesi için herkesin işini yapması gerekiyordu. Sırası gelip bütün gücüyle yarağını karımın amına sokan sonra da büyük bir iştahla tohumlarını onun kadınlık torbasına dolduran her asker, sayıyı bir tane azaltıyordu. İlk üç beş tanesini ben de merakla heyecanla izledim. Sonra sonra artık benim için sıradan olmaya başladı. Ne yaraklar vardı görecektiniz. Hiç ummadığınız şekilde küçücük boyu olan askerlerde top gibi, buna karşılık deve gibi heriflerde kurşun kalem gibi sikler vardı. Artık döl yatağı menilerle dolup taştığı için giriş çıkışlar çok kolay oluyor, bu heyecanla sıcak ve ıslak bir deliğe giren sikler fazla dayanamayıp kusarak gidiyorlardı. Doğrusu bir yerden sonra ben bunun zevkten çok iğrenç bir duygu uyandırdığını düşünmeye başladım. Tabii ki benim için. Sıradan yaraklarda pek sesi soluğu çıkmayan karım, uzun ve kalın yarakların tadını aldıkça nnaaaaahhhh şeklinde bir ses çıkarıp mutluluğunu dile getirmeyi ihmal etmiyordu. Bu arada başında dikilen herif te bir kaç kere ağzına boşalmayı ihmal etmemişti tabii. Altta ki garibimin ne yaptığını doğrusu bilmiyorum. Onu herkes unutmuş kimse farketmiyordu zaten. Ama o da eminim bir kaç kere karımın götünü tohumlarıyla sulamıştı. Biraz sonra yan tarafta ikinci bir kuyruk oluşmuştu. Bir kere sikişenler yeniden kendilerine gelip yarakları kabarınca ikinci seans için kuyruğu girmişlerdi. Çavuşu çağırıp bu kuyruğu hemen dağıtmasını, işini bitirenin hamamlara gidip bir an evvel temizlenmesini istedim. Zaman olarak bir kere buna imkanımız yoktu. Yani zaman olsa demek bir kere daha taburun karımın üstünden geçmesine izin verecektim. Yuh pezevenk dedim kendi kendime.. Çavuşa sıkıca tembihleyip bir an evvel işimizi bitirmemiz gerektiğini, kimsenin bu geceden kimseye bahsetmemesini ve salonu hiçbir şey olmamış gibi sabaha temizlenmesini istedim. Çavuşun tek ricası son olarak bir kere daha yine kendisinin sikişiyle törene son verilmesiydi. Onu da çaresiz kabul etttim. 150 kişiyi geçmiştik. yaklaşık 4 saattir süren bir sikiş faslı bütün hızıyla devam ediyordu. Adam başı ortalama yaklaşık 1,5-2 dakika düşmesine rağmen gerçek daha farklıydı. Bu ortalamada sikişenlerin sayısı üçte bir kadardı. Diğer üçte birin bir kısmı girer girmez patlıyor, çoğu bir iki gidip gelmede boşalıyor, bir kısmı ise giremeden menilerini dışarı akıtıyordu. Son bölümdekiler doğrusu bayağı iyiydi. Tabii saat tutup bakmadım ama dakikalarca dizel motoru gibi gidip gelen süper herifler vardı. Tabi bunlar karımın da gözdeleriydi. Artık 5-10 kişi kalmıştı. Salonu ekşi bir am ve tohum kokusu sarmıştı. Karımın amından ve götünden güçsüz bir pınarın suyu gibi sürekli yere sızan meniler altta adeta bir gölcük oluşturmuştu. Yani bu haliyle ben olsam sanki hakkımdan ve sıramdan vazgeçer böyle iğrenç bir manzara karşısında sikimi bile kaldıramazdım diye düşündüm ama, abaza askerler için durum pek öyle değildi. Herkes tam performans göstererek sonuna kadar görevini yaptı ve son askerin yarağı da karımın amından çıktığında sanki üstümden bir yük kalkmış gibi kendimi hafiflemiş hissettim. Bizim çavuşu unutmuştum ama o yapacağını unutmamıştı tabii. Altta canı çıkan herifi de kaldırıp attıktan sonra çavuş karımın üstüne çıktı. Eline aldığı bir bezli karımın amını götünü bir güzel temizledi, kuruladı, kendisi için adeta özenle hazırladı. Bir tabur askerin karımı sikmesine bu kadar bozulmamıştım da bu bana biraz ağır geldi. Dudaklarımı ısırarak kendime hakim olmaya çalıştım. Eliyle düzeltip yarağını bir güzel geçirdi. Hani siki de hem kalın hem uzuncaydı. Ohhh diye inledi karım son kez. çok mu hoşuna gitmişti, bitti diye mi sevinmişti onu da bilmiyorum. Yavaş yavaş karımın içinde gidip gelmeye başlarken bir de eğilip dudaklarından öpmeye kalkmasın mı? Bu beni iyice çıldırttı. Karım da sanki bunu bekliyor ve istiyormuş gibi öyle bir karşılk verdi ki, şimdi sanki porno gösterilerin yapıldığı bir barın sahnesiydi burası. Etrafta seyirciler çoğalmaya başladı. Karımla çavuş tam bir gösteri yaparcasına sevişiyorlar, sevişiyorlar ve zaman zaman da durup sikişiyorlardı. Bana zaman çok uzun gelmişti ama ertesi gün gerçekten de bu unutulmaz öe2nın yarım saat sürdüğü gibi dedikodular duymuştum. İkisi de hakkını vererek geceye son noktayı koydular. İnlemeler arasında öyle boşalışları vardı ki, sanki seyredenlere işte böyle sevişilir, işte böyle sikişilir diye ders veriyorlardı.eşim ve bir tabur asker

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder